İnkılâp Kitabevi etiketiyle çıkardığı “Konuşamadığımız Ne Varsa” ile toplumun kutuplaşan fikirlerini sevgi ve müsamaha bağıyla birbirine bağlayan Arda Erel, yeni kitabına dair görüş ve niyetlerini paylaştı.
Toplumu var eden lisanla ve hem ayrıştırmayı hem de birleştirmeyi başarabilen sözlerle vaktin kaydını tutan Arda Erel, dört yıl ortadan sonra okurlarıyla buluşan İnkılâp Kitabevi etiketli yeni kitabı Konuşamadığımız Ne Varsa’yı anlattı. Toplumun farklı kısımlarına dokunan yapısı, hassas hususlara ustalıkla değinen anlatımı ve hayatın her rengini kabul eden ideolojisiyle edebiyatseverleri özlediği bir anlatımla buluşturan Erel, “Toplumun her bireyi birbiri içine karışıyor ve hiçbirimiz bambaşka beşerler değiliz” diyor.
“Birçok Mevzuyu Aynılaştırmadan, Asimile Etmeden Kitabımda Topladım”
Deneme tipindeki yeni kitabında siyasetten özgürleşmeye çalışarak farklılıkların farklı oluşlarını da koruyup onları aynılaştırmadan, asimile etmeden bir ortaya, yan yana getirmeye çalıştığını tabir eden Erel, bunun da okur tarafından ilgi gördüğünü belirtiyor. Kitabında içinde yaşadığı topluma dair birçok mevzuyu da özgürce sorgulamaya açtığını söyleyen Erel “Sorgulamayı sevenlerin, tahlillerin kolay yerlerde değil, daha derin yerlerde gizli olduğuna inananların kitabımı beğeneceğini umuyorum” diyor.
“Yazarken Kendimle Karşılaşıyorum”
“Yazmak benim için kendimle, toplumumla, dünyayla müsabaka hâli. Yazarken kendimle karşılaşıyorum” cümleleriyle yazmanın kendisi için tabir ettiği manası açıklayan Arda Erel, her kitabında farklı yerlerin üzerinde yürüdüğünü, farklı kimliklerin yanından geçtiğini ve bu durumu da çok önemsediğini kelamlarına ekliyor. Tarih, sosyoloji ve ideolojinin kendisi için kitap yazarken çok değerli olduğunu ve deneme yaparken de öteki müsabakalar yaşayarak içinde bulunduğu etrafla burun buruna geldiğini lisana getiren Erel kelamlarını şu cümlelerle sürdürüyor: “Soruların kolay olsa bile, karşılıkların kolay yerlerde olduğuna inanmıyorum. Benim için yazmak, yanıt aramak, dolaşmak, daima hayatla dans etmek, hayatın içinden yürümek üzere, çok özel bir uğraş”.
“Deneme Yazarken Özgürlüğü Daha Farklı Bir Tonda Deneyimliyorum”
Dört yıl ortadan sonra tekrar deneme çeşidine döndüğü için heyecanını paylaşan olan Arda Erel, “Benim için deneme yazmak, roman yazmaktan çok farklı” diyor. Deneme yazarken mevzuları çeşitlendirip renklendirme imkanının daha fazla olduğunun altını çizen Erel, denemelerde özgürlüğü daha farklı bir tonda deneyimlediğini söylüyor Kitapta “Aşk Hangi Lisanda Konuşur?”, “Toplum ve Siyah Beyaz Kelimeler”, “Sözcükler Yan Yana Gelince” ve “Zamanın İçinden Yazılar” kısımlarının olduğunu belirten Erel, görüşlerini şu biçimde paylaşıyor: “Kitabı dört kısma ayırdım. Birinci kısımda aşka dair yazdım, farklı taraflarıyla yazmaya çalıştım onu zira bugün aşkın da köşelere sıkıştırıldığını düşünüyorum. Lisan ideolojisi okumalarımdan da faydalanarak aşka değindim. İkinci kısımda topluma gerçek bir bakış yönelterek, toplumdaki aktüel meseleleri yazmaya çalıştım. Sözcükler Yan Yana gelince kısmı de tekrar benim sorgulamalarımı kapsayan bir kısım. Vaktin İçinden Yazılar da Masa Dergisi’ne yazmış olduğum yazılardan oluşuyor”.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
