Uludağ İktisat Zirvesi’nin ikinci günü T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın açılış konuşmasıyla başladı. Akabinde düzenlenen ve moderatörlüğünü Capital Mecmuası Finans Editörü Elçin Cirik’in yaptığı “Bankacılık: Gelecek Nasıl Olacak?” panelinde Türkiye Bankalar Birliği Lideri ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Odeabank CEO’su Mert Öncü, TEB CEO’su Ümit Leblebici ve Citibank Türkiye Genel Müdürü Emre Karter yer aldılar.
“Yeni 919 esere dayanak programımıza müracaatlar başladı”
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank: “Bir yılı aşkın müddettir tesirli olan pandemi, iktisatla birlikte tüm dünyayı sarstı ve iş yapış formlarını esaslı bir formda değiştirdi. Bilgi ve bağlantı teknolojilerinin kullanımı inanılmaz formda arttı. Rekabetin tekrar formlandığı bu günlerde, tüm kesimlerin hazırlıklı olması çok değerli. Global iktisatta yüzde 3’lük düşüşe karşın Türkiye, 1,8’lik büyümesiyle G20 ülkeleri ortasında en yüksek büyüme oranına ulaşan ikinci ülke oldu. Büyümedeki en büyük hisse hiç kuşkusuz imalat endüstrinin oldu. Pandemi periyodunda sanayi üretimini en çok artıran ülke olduk. Son 19 yılda sanayi büyük etap kaydetti. 2002 yılında giysi ve dokuma üzere bölümlerde ihracat gerçekleştiren bir ülkeden makine teçhizattan otomotiv sanayine kadar birbirinden farklı bölümlerde nitalikli ihracat gerçekleştirir hale gelerek büyük kademe kaydedildi. Bunda elbette 2004’ten beri her alanda uygulanan akılcı ve tesirli siyasetlerin katkısı çok büyük.
Uygulamış olduğumuz siyasetler, endüstrimizin istikrarlı destekçisi oldu ve bundan bu türlü de yeni kuşak takviye programları geliştirmeye devam ediyoruz. Geleceğin teknoloji trendlerini yakından takip ediyoruz ve global teknoloji yarışında açılan yeni alanları odağa aldık. Bunların bir kısmında sonuç alma noktasına gelindi. Önümüzdeki periyot için 919 esere dayanak programı hazırladık ve bunlara müracaat çağırıları yaptık. Böylelikle net ihracatçı bir ülke haline gelmeyi hedefliyoruz. Bu adımlarla yerli ve yabancı tüm yatırımcıları cezbetmeye devam edeceğiz. Sanayi ve güç altyapısı ile bölgesinin en büyük ülkesi olmaya adayız.”
“Bankacılık bölümü pandemi sürecini faal ve verimli halde yönetti”
Türkiye Bankalar Birliği Lideri ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın: “Bankamız nezdinde öncelikle pandeminin olumsuz tesirlerini azaltmak için kredi kanallarını açık tutmaya uğraş ettik ve beraberinde müşterilerimizle yüzyüze gelme süreçlerini en aza indirdik. Dijitial altyapımızı bu yeni yaklaşıma uygun hale getirerek pandeminin yayılmasının engellenmesi noktasında katkı sağladık. Müşterilerimiz de buna adapte olarak tüm bu süreçlere dayanak oldular. Pandemi mühletince iktisadın sürdürülebilir olması büyük ehemmiyete sahipti ve bunu sağladığımızı düşünüyorum. Kamu yahut özel banka ayrımı yapılmaz fakat pandemi periyodunda kamu bankaları özel bankaların bir adım önüne geçebildi. Doğal ki bunda kamu otoritelerinin takviyeleri de büyük yarar sağladı. Pandemi periyodunda hem kişisel hem de ticari müşterilerimize nakit akışını sürdürmeyi başardık. Ayrıyeten hem fiyatlama hem vadede esneklikler sağlayabildik. Tüm süreç boyunca geçmişten gelen kredilerin tekrar vadelenmesi ve yapılandırılmasını da destekleyici formda uygun yönettik. Bölümün en kıymetli üç ögesi insan kaynağı, teknoloji ve sermaye. Birinci iki husus sermaye ile uygun desteklenmeli ki tüm paydaşlar daha güçlü hale gelebilsin.”
“2021’de vade uyumsuzluklarını yönetmek önemli”
TEB CEO’su Ümit Leblebici: “2020’de yaşadıklarımızın, yüzyılda bir meydana gelen bir durum olduğunu kabul etmeliyiz. Tüm bu süreçlerde gördük ki ekonomiyi ayakta tutmak ismine tüm bankacılık dalı seferber oldu. Güçlü süreçte müşteri, çalışan ve toplumun asgarî hasar alması için büyük efor sarf edildi. Türkiye Bankacılık Bölümü çok deneyimli ve bugün yaşadığımız birinci dalgalanma da değil. Kesimin her oyuncusu bu süreci nasıl yöneteceğini biliyor ve bunu uygun gösterdik. Bunun da en yeterli ispatı bankalarımızın bilançoları. Avrupa’daki pek çok bankadan çok daha âlâ durumda olduğumuz görülüyor. 2021’deki gayretimiz, vade olumsuzlıklarını güzel yönetebilmek olacak. Kredilerin büyük bir kısmını kısa vadeli pasiflerle yönetiyoruz ve bunların da başında meduat ve sendikasyon geliyor. Türkiye’deki bankacılıkta faal büyüklükler yüzde 70-80 düzeyinde ve likiditemizi yabancı kredilerle etkin tutuyoruz. Bölümümüz, bilhassa pandemi devrinde topladığı tüm mevduatı krediye dönüştürüp iktisada katkı sağladı. Nihayetinde vade uyumsuzluklarını yönetmeliyiz fakat bunda da gereğince tecrübeliyiz.”
“Önümüzdeki 5 yıl tedarik zinciri bağımlılıkları sorgulanacak”
Citibank Türkiye Genel Müdürü Emre Karter: “Pandemi zorluklarla birlikte fırsatlar da getirdi. Bütün bölümlerde iki alanda mevcut değişim süreci kartopu tesiriyle hızlandı. Bunlardan biri dijital transformasyon biri de tedarik zinciri. Bilhassa dikkat çekmek istediğim nokta, dünya genelindeki tedarik zincirinde oluşan bağımlılıklar. Pandemiyle birlikte bu bağımlılıklar yine sorgulanmaya başlandı. Pandemi öncesinde gündemde ticaret savaşları vardı ve burada Çin giderek güçleniyordu. Lakin pandemi, Çin ve altındaki bölgelerde şirketlerin ziyan görmesiyle, tedarik zincirinde önemli ıstıraplar yaşandı. Özetle bundan sonraki 5 yılda bu bağımlılıklar daha fazla sorgulanacak ve alternatifler geliştirilecek. Türkiye ise bu süreçler içerisinde bilhassa üretim tarafında sunduğu devamlılıkla çok düzgün bir imtihan verdi. Ülkemize üretim kaymaları çok arttı ve yatırımlarını buraya taşıyanlar büyük yarar sağladılar. Türkiye’nin coğrafik pozisyonunu avantaja çevirmeyi uygun başardık ve hala yeterli bir alternatifiz. Bunu Çin menşeili üreticilerin dahi Türkiye’ye gelmesinden anlıyoruz. Son üç yıldır yaşanan tüm gelişmelerle pandemi sonrası Türkiye’si için müspet bir süreç başladı.”
“Pandemide halkımızı akıllı harcama ve akıllı tasarrufa davet ettik”
Odeabank CEO’su Mert Öncü: “Türkiye’nin en genç bankası olarak rekabette kendimizi göstermek ismine tasarruf işine odaklandık. Türkiye bankacılık kesimi çok gelişmiş ve hayli rekabetçi bir pazar. Araştırma ve çalışmalarımızda pandeminin tesirinin yüksek tasarrufla atlatılabileceğini gördük ve herkese ‘akıllı harcama ve akıllı tasarruf’ mottosuyla davette bulunduk. Dış ticarette ise nasıl destekleyebileceğimize baktık ve pandemiyle birlikte her hafta Türkiye’nin dört bir yanındaki ihracatçılarımızla toplantılar düzenleyerek amaçlarını ve maliyetlerini öğrendik. Bunlar için de özel dayanak programları oluşturduk. Böylelikle nokta atışı ve anahtar teslimi tahliller geliştirebildik. Kendilerine mevzuattan hukuka pek çok farklı dayanak sunuyoruz. Hedefledikleri pazar ve ülkelerle ilgili bilgi alabilecekleri müşavere çizgisi kurduk. Bize nazaran odaklanılması gereken kaliteli ve süratli üretim. Pandemi sürecinde Türk Bankacılık Dalı kendi odak segmentlerinde üretim ve ihracat şirketlerine gerekli dayanağı vermeyi başardı.”
Uludağ İktisat Zirvesi’nin Ana Sponsorluğunu Vodafone Business üstleniyor. Gold Sponsorlar ortasında Bank of America, Biotrend, Doğan Trend Otomotiv markalarından Silence, Doğan Holding markalarından Galata Wind, Google ve Papara yer alıyor. Zirve’nin Aktiflik Sponsoru Sanko Holding; Oturum Sponsorları BSH, Citibank Türkiye, Deloitte Türkiye, P&G ve markalarından Fairy, Reckitt-Benckiser markalarından Finish, Bunge Besin markalarından Komili, İtalya Ticaret Merkezi ITA, Odeabank; Dayanak Sponsorları ise Doğan Dış Ticaret ve Sistem9 oldu.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
