Aliağa Bisküvilik Buğdayı’yla tarım dalına yerli, ulusal, kuraklık, hastalık ve iklim değişikliğine sağlam, yüksek verimli, kaliteli ve Türkiye’de birinci olan bir buğday tipi kazandıran Ülker, yeni bisküvilik buğday çeşitleri için Bahri Dağdaş Milletlerarası Ziraî Araştırma Enstitüsü’yle birlikte “Bisküvilik Buğday Geliştirme Programı” başlattı. Bu programla yeni bisküvilik buğday çeşitleri geliştirilecek.
Türkiye’nin kıymetli ziraî ham husus alıcıları ortasında yer aldıklarını belirten Ülker CEO’su Mete Buyurgan, “Faaliyetlerimizin sürekliliği, eserlerimizin kalitesinin devamlılığı için ziraî eserlerin sürdürülebilir tedariki öncelikli konularımız ortasında yer alıyor. Sürdürülebilir tarım ve ham husus tedariki konusunda projeler geliştiriyor, araştırmalara takviye oluyoruz. Birlikte muvaffakiyetle gerçekleştirdiğimiz Aliağa Bisküvilik Buğday projesinden sonra, artık de yeni bisküvilik buğday çeşitleri geliştirmek için tekrar Bahri Dağdaş Milletlerarası Ziraî Araştırma Enstitüsü’yle birlikte Bisküvilik Buğday Geliştirme Programı’nı hayata geçiriyoruz” dedi.
Sürdürülebilir üretim
Yerli ve ulusal tohumculuk, iklim değişikliği, kuraklıkla çaba, sürdürülebilir üretim, hastalık-zararlılara dayanıklılık, randıman ve kalitenin artırılmasına yönelik Ar-Ge faaliyetlerine katkıda bulunmayı hedeflediklerini belirten Buyurgan, programla ilgili şu bilgileri verdi: “Programla, yeni bisküvilik buğday çeşitleri geliştirilerek, çiftçilerimize iklim ve toprak yapısına nazaran en yüksek randımanı alabilecekleri çeşitler ortasında tercih yapma fırsatını sunacağız. Böylelikle bisküvilik buğdayların daha geniş bir coğrafyada ekilmesi, münasebetiyle bisküvilik buğday üretiminin devamlılığı sağlanmış olacak. Bu programın hem tarım dalı hem de ülke iktisadına farklı iklim ve topraklara uygun yerli tohum kazandırmasının yanı sıra, rekolte artışı, çiftçiye daha fazla gelir getirmesi üzere katkılar sağlayacağına inanıyoruz.”
İlk ekimi, 2019 yılı Kasım ayında Konya ve Ankara’da 700 dönüm toprakta gerçekleştirilen Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nın birinci hasadının da 2020 yılının Temmuz ayında yapıldığını hatırlatan Buyurgan, “Bu hasatta yaklaşık 300 ton tohum üretimi gayemizi yakaladık. Bu tohumları, 2020 Kasım ayında Konya, Ankara, Kırıkkale, Yozgat ve Kırşehir’de tekrar toprakla buluşturduk. Gelişim sürecini yakından takip ediyoruz. Önümüzdeki periyotta kontratlı ekim sistemiyle üretimin ve ekim alanlarının da artırılmasını planlanıyoruz. Bu sayede Aliağa Buğday’ı bisküvi sanayisinde yalnızca Ülker’in değil başka paydaşların da kullanımına hazır hale gelecek. 2023 yılında bisküvilik buğday gereksinimimizin yarıdan fazlasını Aliağa Buğdayı’yla karşılamayı hedefliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Tarım bölümü için çok önemli”
Ülker ile birlikte Bisküvilik Buğday Geliştirme Programı’nı hayata geçiren Bahri Dağdaş Memleketler arası Ziraî Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Fatih Özdemir ise şu bilgileri aktardı: “Buğdayın anavatanı olan bu bereketli topraklara Aliağa isimli verimli bisküvilik buğday tipini kazandırmamızın akabinde, yeni çeşitlerin üzerinde çalışmaya başlamanın memnunluğunu yaşıyoruz. Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nın uzun gelişim sürecinde verilen emek ve yapılan çalışmalar bugün ülkemizin yerli ve ulusal bisküvilik buğdayının ortaya çıkarılmasına katkı sağladı. Yeni “Bisküvilik Buğday Geliştirme Programı” sayesinde farklı iklimler ve yerlerde yetişebilen yerli tohumlar elde edeceğiz. Proje kapsamında 2020-2021 ekim devrinde, yaklaşık 2 bin çeşit aday buğdayın tarla sonuçları izlenecek ve performanslarıyla ön plana çıkanlar tespit edilip ıslah çalışmaları bu çeşitler üzerinden yürütülecek. 5 yıllık süreçte en uygun buğday cinsinin geliştirilmesi için sulu ve kuru yerlerde, farklı iklimlerde ekim üzere birçok teknik çalışma yapılacak. Ortaya çıkan buğday çeşidi için tıpkı Aliağa’da olduğu üzere Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Müdürlüğü’ne başvuracağız.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
