Ramazan’da uzun müddetli açlıklarda güçlü bir bağışıklığa sahip olmak büyük değer taşıyor. Sabri Ülker Vakfı, güçlü bir bağışıklık sistemiyle uzun periyodik açlık sürecini düzgün bir halde direktörün metotlarıyla ilgili değerli tavsiyelerde bulunuyor.
Sağlıklı bir vücut güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmakla mümkün oluyor. Bilhassa uzun vadeli açlık süreçleri yaşanan Ramazan ayında bağışıklık sistemini güçlendiren istikrarlı beslenme, kâfi uyku ve bedenin sıvı istikrarını muhafaza üzere başlıklar büyük değer taşıyor. Sabri Ülker Vakfı’nın bilgilendirmesine nazaran Ramazan ayında güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak için izlenmesi gereken adımlar şöyle sıralanıyor:
- Sahurda yumurta, peynir ve süt üzere protein kaynaklarını tüketin
Bağışıklık sisteminin güçlenmesi için en kıymetli besin kümesi proteinlerdir.Ramazan’da sahur, kahvaltı öğünü üzere düşünülebilir. Sahurda yediğimiz yiyeceklerin, iftara kadar gereksinimimiz olan güç, besin ögeleri ve sıvıyı büyük ölçüde karşılaması da gerekiyor. Sahurda tüketilen besin ve içecekler, oruç mühletini nasıl geçireceğimizi etkilerken birebir vakitte gün boyunca muhtaçlığımız olan besin ögelerinin alımına da dayanak oluyor. Süt, yumurta, az tuzlu peynirler, tam tahıllardan (buğday, yulaf ve çavdar) yapılmış az ölçüde ekmek, protein içeriği sayesinde tokluk hissiyle birlikte bağışıklığı da dayanaklar.
- İftarda sebzeyi ihmal etmeyin
Taze meyve ve zerzevat tüketiminin bağışıklık sistemini desteklediği, böylece hastalıklardan korunmada güçlendirici tesiri olduğu biliniyor. İftara bedeninizin sıvı ve elektrolit istikrarını desteklemek için su ve hurma ya da az tuzlu zeytin ile başlayabilirsiniz. Hafif bir çorba yahut mevsim zerzevatları ile hazırlanan bir zeytinyağlı zerzevat yemeği yahut yarım kase çorba ve bir küçük dilim tam tahıllı ekmeğe ilave olarak tadımlık olarak peynir çeşitleri, zeytin ve zeytinyağı üzere kahvaltılıklar, az ölçüde salatalık, domates tüketiminin akabinde kısa bir orta verip tüm günü dinlenerek geçiren sindirim sisteminin yine canlanmasına fırsat tanımak gerekiyor. Ana yemekte etli, tavuklu yahut hindi etli zerzevat yemekleri, bunların fırın yahut ızgara yemekleriyle, bol koyu yeşil yapraklı salatalar ve bulgur üzere klasik tahılları tüketebilirsiniz. Salatalarınıza suda pişirilmiş klâsik tahılları da ekleyebilirsiniz. Fakat yemek yerken olabildiğince yavaş ve âlâ çiğneyerek yemeniz kıymetlidir. Gün boyunca tüketilemeyen vitamin deposu meyveleri salatalarınıza ekleyerek vitamin alımınızı destekleyebilirsiniz. Ayrıyeten salatalarınız ne kadar renkli farklı zerzevat ve meyveyi içeriyorsa içerdiği vitamin de o kadar çeşitli olur. O nedenle mevsimine uygun farklı zerzevat ve meyveler ile renkli salatalar hazırlayarak da bağışıklığınızı destekleyebilirsiniz.
- İftarla sahur ortası bol bol sıvı tüketin
Su tüketimi de beslenme kadar kıymetlidir. Genel sıhhat için gün içerisinde kâfi sıvı alımını sağlamak gerekiyor. İftar ile sahur ortasında en az 6-8 su bardağı su tüketmelisiniz. Açık çay, bitki çayları, meyvelerle ve kimi tat vericilerle (tarçın, karanfil gibi) zenginleştirilmiş çayları da rahatlıkla tüketebilirsiniz. Fakat şeker tüketiminin muhakkak abartılmaması gerekir. Kâfi sıvı alımının sağlanması bedenden toksinlerin de uzaklaştırılmasına yardımcı oluyor. İnançlı içme suyu en sağlıklı içecek. İçtiğiniz suya serinletici bir tesir vermek için dilim limon, salatalık, nane yahut çilek ekleyebilirsiniz.
- İftarda porsiyon ölçülerine dikkat edin
COVID-19 nedeniyle konutta vakit geçirdiğimiz ve fizikî olarak daha hareketsiz olduğumuz şu günlerde, tüm gün bir şeyler tüketmemiş olmak, iftar sofrasında çok ölçüde yemek yemeyle sonuçlanabilir. Lakin, oruç mühletince yavaşlayan sindirim sistemini birden çok fazla yiyecekle buluşturmamak gerekiyor. Ayrıyeten, gün içerisinde yakamadığımız güç uzun devirde yağ deposunun artışına sebep olabiliyor. Yüksek yağ oranına sahip olmak, bağışıklık üzerinde de olumsuz tesir yapabiliyor. Tüketilen porsiyonların ölçüsü ile yeterli ve yavaş çiğnemeye de dikkat etmek gerekiyor. Birden fazla ölçülerde yiyip içmek ve beraberinde güzel çiğnememek, kan şekeri ve kan basıncının ani artışına ve hazımsızlığa yol açabiliyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
