Marshall Fonu ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülen “Türkiye’de Kutuplaşmayı Azaltmaya Yönelik Stratejiler ve Araçlar Projesi” kapsamında hayata geçirilen Kutuplaşmayı Anlamak Çevrimiçi Eğitim Aracı kamuoyuna tanıtıldı. Oyunlaştırılmış özellikler taşıyan bu eğitimle kutuplaşmayı anlamak ve azaltmak için bir davet sunuluyor
Marshall Fonu ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından İsveç Memleketler arası Kalkınma İşbirliği Ajansı takviyesiyle yürütülen “Türkiye’de Kutuplaşmayı Azaltmaya Yönelik Stratejiler ve Araçlar Projesi” (TurkuazLab) kapsamında hayata geçirilen Kutuplaşmayı Anlamak Çevrimiçi Eğitim Aracı 1 Haziran 2021’de çevrimiçi bir aktiflikle kamuoyuna tanıtıldı.
TurkuazLab Projesi, kutuplaşma ve bunun verdiği ziyanlar hakkında farkındalık yaratmak ve Türkiye’de insan hakları, toplumsal ahenk ve ötekine hürmetin hâkim olduğu bir ekosisteme katkı sağlamak emelleriyle sivil toplum, akademi, medya ve siyasi partiler başta olmak üzere tüm kamuoyunun kutuplaşmayı azaltmak için faydalanabileceği stratejiler ve araçlar geliştiriyor.
“Çevrimiçi eğitim aracının kendi telaffuz ve tavırlarımızın kutuplaştırıcı olup olmadığını sorgulatması bile bir adım”
İstanbul Bilgi Üniversitesi Memleketler arası Alakalar Kısım Lideri ve TurkuazLab Bilimsel Koordinatörü Prof. Dr. Emre Erdoğan, projenin en değerli çıktılarından biri olan Kutuplaşmayı Anlamak Çevrimiçi Eğitim Aracı’nın yıllara yayılan Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları araştırmalarının bulgularından beslendiğini ve bu eğitimde bulguların oyunlar yoluyla da aktarıldığını söz etti. Erdoğan, önümüzdeki devirde çevrimiçi eğitim aracının farklı vilayetlerde sivil toplum ve lokal idarelerin katılacağı çalıştaylarla yaygınlaştırılırken ortak problemlerin kutuplaşmayı aşarak nasıl konuşulabileceği üzerinde durulacağını vurguladı. Kutuplaşmanın tüm dünyayı etkileyen bir sorun olduğuna dikkat çeken Erdoğan, bu eğitimle öbür ülkeler için de Türkiye’den olumlu bir model geliştirmeye çalışıldığını lisana getirdi.
Proje ana yürütücüsü Marshall Fonu Ankara Ofisi Yöneticisi Özgür Ünlühisarcıklı, kutuplaşmanın çoğulcu siyaset ve demokrasiye verdiği ziyanlar ile tesirli olduğu ülkelerde bu ülkeleri ve toplumları iç ve dış dezenformasyon kampanyalarına karşı savunmasız bırakmasına vurgu yaparak, toplumda tüm bölümlerin yani her bir vatandaşın kutuplaşmayla uğraş için sorumlu olduğunu belirtti.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı ve Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, TurkuazLab’in hedef ve öncelikli faaliyetlerini sunduktan sonra, Kutuplaşmayı Anlamak Çevrimiçi Eğitim Aracı’nın içeriğine değindi. Ders görüntüleri yanı sıra uzmanlarla röportajlar, okuma teklifleri ve kısa testler içeren eğitimin oyunlarla zenginleştirildiğini vurguladı. Uyan Semerci, TurkuazLab Saha http://turkuazlabsaha.org/ web adresinde yer alan çevrimiçi eğitimin iştirakçileri kutuplaşma hakkında bilgilendirmenin ötesinde, Fanus Oyunu ve Varsayım Oyunu aracılığıyla kullanıcıların kendileri ve toplumdaki öbürleri hakkında farkındalıklarını arttırmak ve kutuplaştırıcı telaffuz, tavır ve davranışlardan uzaklaştırmak için bir başlangıç imkânı sağladığını tabir etti. Uyan Semerci, “Çevrimiçi eğitim aracının kendi telaffuz ve tavırlarımızın kutuplaştırıcı olup olmadığını sorgulatması bile bir adım. Her vakit vurguladığımız üzere bir arada yaşamanın kuralları için, toplumda her bir bireyin ortak haklara sahip olması gerekliliği ve bunun gerçekleşmediği durumlara beraberce gösterilen reaksiyonla bu ortak kuralları hürmet çerçevesinde kurgulayarak başarabiliriz” dedi.
“En uzak hissettiğimiz şahıslar ve kümelerle da emsal gereksinimlerimiz olduğunun fark edilmesi gerekli”
Etkinlik, TurkuazLab projesi ve çevrimiçi eğitim aracının sunumunun akabinde, kutuplaşma konusunu edebiyat, sanat ve irtibat açısından ele alan panelle devam etti. İstanbul Bilgi Üniversitesi Toplumsal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Emeritus Prof. Dr. Nazan Aksoy edebi yapıtlarda de şuurlu formda öteki yaratıldığını hatırlatarak edebiyatın kutuplaşma bağlamında işlevinin hem olumlu hem olumsuz olabileceğinin altını çizdi. Aksoy, edebiyatın olumlu tesiri için, kutuplaşma barındıran edebi metinlerin öğrencilerle ele alınarak yapıbozuma uğratılmasının yardımcı olabileceğini belirtti.
Siyasal ve Toplumsal Bağlantı Uzmanı Şeyda Taluk “Kutuplaşmayı irtibatla çözmek için insanın zihin ihtilaline yol açan, beşere yatırımı içeren irtibat aktivitelerinin uygulamaya konulması gerekli” dedi. Türkiye’deki siyasetin kutuplaştırıcı anlatı eksenlerini hatırlatan Taluk, yeni bir hafıza yaratmanın ehemmiyetini lisana getirerek, sistemsel bir seyahatin siyasi partilerle kurgulanması ve tarafların sorumluluk alıp inceldiği yerden kopmasın demesinin gerektiğini belirtti.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Bağlantı Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Itır Erhart akademi ve sivil toplumdaki tecrübelerine referansla kutuplaşmayı azaltmak için temasın rolüne değindi. En uzak hissettiğimiz bireyler ve kümelerle da misal gereksinimlerimiz olduğunun fark edilmesi gerektiğinin altını çizen Erhart, davranışların ardında var olan his ve gereksinimlerin anlaşılabilmesi için etkin dinlemenin kıymetini lisana getirdi. İşbirliği, hürmet ve inanç yaratması sebebiyle ortak bir emel belirlemenin kutuplaşma ile gayret bağlamında kıymetini vurgulayan Erhart, uygun örneklerin paylaşılarak çoğaltılmasının da olumlu tesirlerini lisana getirdi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
