Kayseri’de geçtiğimiz yıl Ekim ayında koronavirüse yakalanan ve entübe olan Sümeyra Üçözden, hastalığı atlatmasına karşın hastaneden taburculuğunu takip eden devirde önemli bir nefes darlığı sorunu yaşadı. Nefes alamaz hale gelen Üçözden ömrünü kaybetme riskiyle burun buruna geldi. Kayseri’de havayolu darlığı iki defa endoskopi yapılarak genişletilmesine karşın süratle tekrar daraldı. Bunun üzerine tedavi için İstanbul’a gelen Sümeyra Hanım özel bir teknikle gerçekleştirilen ameliyatla sıhhatine kavuştu. Bugün rahatça nefes alabiliyor…
KAYSERİ’DE yaşayan 31 yaşındaki Sümeyra Üçözden, geçtiğimiz Ekim ayında ailesiyle birlikte koronavirüse yakalandı. Şikâyetlerinin artması sonucu hastaneye kaldırıldı. Yapılan incelemeler sonrasında virüsün akciğerlerini ağır formda etkilemesi nedeniyle ağır bakıma alındı. 40 gün ağır bakımda kalan genç bayan iki kere kalbinin durması, böbreklerinin hasar görmesi sonucundan diyaliz makinasına bağlanmasına karşın uzun müddetli önemli bir ömür savaşı vererek hastalıktan büsbütün kurtuldu. Lakin hastalığı atlatmasına karşın hastaneden taburculuğu devirde uygunlaşmak yerine şiddetli nefes darlığı çekmeye başladı. 20 milimetre olması gereken nefes borusu çapı, entübasyon hasarı nedeniyle 5 milimetreye kadar düşmüş ve hayatını tehdit etmeye başlamıştı.
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi ABD Lideri Prof. Dr. Sina Ercan ve grubu tarafından gerçekleştirilen ameliyatla, nefes borusunun ileri derecede daralmış olan kısmı çıkartılarak sağlıklı uçları ses tellerine çok yakın bir düzeyde özel bir teknikle tekrar birleştirilen Üçözden tekrar sıhhatine kavuştu.
“YAŞAMASI MUCİZE DEMİŞLERDİ”
Koronavirüs tedavisi sonrası uyandığında sesini kullanmakla ilgili meseleler yaşadığını anlatan Sümeyra Üçözden, o devir yaşadıklarını şöyle anlattı: “Kendime geldiğimde dudak, sırt, diz, kalça ve kuyruk sokumumda önemli yaralar vardı. Konuşmakta zorlanmamın da olağan olduğunu düşündüm. Zira kendimde olmadığım günlerde o kadar ağır duruma gelmişim ki kalbim, böbreklerim, karaciğerim iflas etmiş; daima diyalize bağlanmışım. Hekimler eşime, aileme ‘iyileşmesi çok güç, bir mucize, biz elimizden geleni yapıyoruz’ demişler. Ailem benimle tekraren vedalaşmak için yanıma gelmiş. O günleri atlattım, çok şükür güzelleştim.
Ancak hastaneden çıktığımda bir gün nefes idmanı yaparken nefes alamadığımı fark ettim. Boğulmaya başladığımı hissettim ve eşim çabucak 112 Acil Servis’i aradı. Çabucak müdahale ettiler, nefes almaya başladım. Lakin tabipler nefes borumda darlık oluştuğunu ve ömrümün tehlikede olduğunu söyledi.”
“NEFES BORUSU BİR PİPET KALINLIĞINDAYDI”
Koronavirüs olayları farklı farklı tablolarla karşımıza çıkabiliyor. Genç hastalarda da önemli ,sorunlara yol açabiliyor diyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Kolu Lideri Prof. Dr. Sina Ercan şu bilgileri verdi:
“Sümeyra Hanım’ın kısa vakitte ilerleyen, çok önemli bir hastalık seyri olmuş. Bütün organ sistemlerini etkileyen bir tabloyla karşılaşılmış. Uzun bir tedaviden sonra tam koronavirüsü atlatmışken, bu kere de nefes darlığı sorunu yaşamış. Nefes borusu o kadar daralmış ki, havayolu çapı bize geldiğinde 5 milimetreydi. Yani nefes borusunun o kısmı yalnızca bir pipet kalınlığındaydı. Bu hastalar ömrünü kaybedecekleri telaşıyla yaşarlar. Zira atamadıkları küçücük bir balgam bile boğulmalara yol açabilir.”
Oldukça kuvvetli olan bu hadise için özel bir teknikle ameliyatı gerçekleştirdiklerini belirten Prof. Dr. Sina Ercan, yapılan operasyon hakkında şunları anlattı:
“Ses telinin çabucak altındaki bölge 360 derece dairesel halde, yüzük üzere, kemik kıkırdağının olduğu bir yer. Onun çabucak yanında da ses tellerinin hareketlerini denetim eden 2 tane çok ince hudut bulunuyor. Bu noktada hem darlığı büsbütün almak, hem ses tellerine giden hudutları korumak gerekiyor. Özel bir teknik sayesinde, sonları koruyarak, nefes borusunun hasar görerek daralmış hem art hem ön kısmını aldık. Daha aşağıda olağan olan nefes borusunu çıkartılan hasarlı bölgenin yerine uyacak biçimde yine şekillendirip uç uca ekledik ve tam bir güzelleşme sağladık. Bu türlü kompleks bir ameliyattan sonra bugün çekilen denetim tomografisinde ameliyatla tekrar eklenen yerde hiçbir müsaade kalmadığı, büsbütün olağan bir havayolu anatomisini görmek bizi çok şad etti ”
“SES İDMANLARIYLA ESKİ HALİME DÖNECEĞİM”
Ameliyat sonrası sıhhatine kavuştuğunu anlatan Üçözden, “Nefes alamamam tüm bedenimi etkilemişti. Artık çok düzgünüm. Saçımın dökülmesi durdu, yürümem düzeldi. Zincirleme formda makûs giden tablo, ameliyat sonrasında süratli bir formda güzelleşmeye başladı. Nefes darlığımın olduğu devirde dert ile sesimi yanılgılı ve çok baskılı bir formda kullanmama bağlı olarak ses tellerimde tahriş oluşmuş. Artık bana gösterilen ses antrenmanlarıyla bu küçük sorunu da aşarak büsbütün eski halime döneceğim” diye konuştu.
“UFAK TEFEK ESTETİK KORKULARI ÖNEMSEMİYORUZ”
Şu anda tekrar büsbütün olağan halde nefes alabilen eşinin hastalığı sırasında yaşadığı tüm zorluklara yakından şahit olan Mehmet Akif Üçözden, “Yoğun bakımda eşimin bütün beden işlevleri durmuştu. Sonrasında 24 saatlik süreçleri beklemeye başlamıştık. Bugünümüze baktığımızda yara izleri ve küçük estetik korkuları hiç önemsemiyoruz. Ufak tefek ses kırılganlıkları var. Ses terapisi ile tedavimiz devam ediyor” tabirlerini kullandı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
