Günümüzde giderek yaygınlaşan sıhhatsiz beslenme alışkanlıkları diş çürüklerini de yaygınlaştırıyor. Bilhassa de şeker, karbonhidrat ve asitli besinlerin yüklü olarak tüketilmesinin ve diş paklığına değer verilmemesinin dişlerin süratle çürümesine yol açtığını belirten Anadolu Sıhhat Merkezi Diş Tabibi İstek Tekkeli, “Düzenli diş fırçalama ve ağız bakımı yapmayan şahıslar, beslenmesinde karbonhidrat ve şekere tartı verenler, gece dişlerini fırçalamadan yatanlar, bebeklik çağında biberonla şeker, bal katılmış besinler ile beslenenler, çok fazla asitli besinler tüketenler diş çürükleri açısından risk altındalar” dedi.
Ağzımızda var olan birtakım bakteriler, yiyeceklerden aldığımız şeker ve karbonhidratı aside dönüştürür. Bu asitlerin diş yüzeyindeki mineralleri yok ederek evvelce ufak, fakat sonra süratle büyüyen delikler oluşturduklarını, bunlara da çürük ismi verildiğini söyleyen Anadolu Sıhhat Merkezi Diş Tabibi İstek Tekkeli, “Beslenmemizde şekerli, asitli ve ağır karbonhidrat içeren besinlerden uzak durmak, dişlerimizi günde en az iki defa, tercihen her ana öğünden sonra fırçalamak, diş ipi ve ağız gargarası üzere fırçalamaya yardımcı dayanak eserler kullanmak ve 6 ayda bir diş doktoru denetimini aksatmamak diş çürüklerini önlemeye yardımcı olur” dedi.
Paketli besinler diş çürüklerine neden oluyor
Diş çürüklerinin gelişmekte olan ülkelerde daha çok görüldüğünü vurgulayan Diş Tabibi Dilek Tekkeli, “Sosyo-kültürel açıdan zayıf kalmış toplumlarda, maddi imkanları kısıtlı toplum ve bireylerde daha sık görülüyor. Bu durumun en önemli sebepleri ortasında endüstriyel işlenmiş ve paketli besinlerin hayatımıza gereğinden fazla girmiş olmasının yanı sıra, ağız ve diş sıhhati eğitimini hem aileden hem de okullarımızdan gereğince alamamış olmamız geliyor” açıklamasında bulundu.
Bir diğer kıymetli etkenin de evvelce insanların şeker kullanmadığı ve yiyecekleri fazla pişirmeden, daha katı halde tüketmeleri olduğunu belirten Diş Doktoru Dilek Tekkeli, “Sert besinler dişleri doğal yollarla temizlemektedir. Yaşadığımız devirde ise elimizin her an altında bulunabilen paketli ve işlenmiş besinler, asidi yüksek içecekler, pişirilmiş ve yumuşacık yapılmış karbonhidratlar yüzünden diş çürükleri epey yaygın görülebiliyor” dedi.
Yemek, şekerli yahut yapışkan bir besin ile bitirilmemeli
Diş sıhhati açısından ziyanlı olarak nitelendirilen besin unsurlarının şekerli ve asitli besinler ile dişler üzerine yapışıp kalan, kolay temizlenemeyen hususlar olduğunu vurgulayan Diş Tabibi Dilek Tekkeli, “Şekerli, yapışkan ya da asitli besinler tüketilecekse üç ana öğün içinde tüketilmeli, öğünler sonrasında diş fırçalanmalı. O an diş fırçalamak mümkün değilse, ağız su ile çalkalanmalı ya da bir bardak su içilmeli. Orta öğünlerde elma, havuç üzere sert besinler tercih edilmelidir. Zira bu besinler dişleri temizleyip diş etlerine masaj yapar. Son olarak, yemeği şekerli ya da yapışkan bir besin ile bitirmek yerine, ağza en son atılacak bir modül peynir, şekerin çürük tesirini gidermek açısından çok önemli” hatırlatmasında bulundu.
Çürükler acısız ve süratli bir formda tedavi edilebiliyor
Çürük tedavisinde öncelikle yapılacak işin ilerleyen çürüğü durdurmak ve pulpanın, yani dişin canlılığını koruyabilmek olduğunu lisana getiren Diş Tabibi İstek Tekkeli, “Mine yüzeyinin bozulma sürecinin en erken basamağı beyaz nokta lezyonudur. Bu lezyonların klâsik tedavileri topikal fluorid uygulaması ve oral hijyeni geliştirmek ile olur. Diş yüzeyinde, yani minede bir kavite meydan gelmişse, emel çürüğü pulpaya ilerlemeden durdurmak ve kolay tek seanslık bir süreçle dolgu yapmaktır. Şayet çürük dişin pulpasına kadar ilerlemişse, yapılacak iş pulpa dokusunun çıkarılması (dişin hudutlarının alınması olarak bilinir), kanalların doldurulması ve dişin üst dolgusunun yapılmasıdır” dedi.
Diş çürüklerinin günümüz teknolojisi ve yeni jenerasyon diş hekimliği aletleri ile acısız ve süratli bir formda tedavi edilebileceğini söyleyen Diş Doktoru Dilek Tekkeli, “Dişin çürüdüğü üzere çekildiği eski vakitler ile günümüzü kıyaslarsak, artık maksadımız dişi bedenimizin rastgele bir organı üzere görüp, mümkün olduğunca uzun müddet ağzımızın içinde tutmaya çalışmaktır. Biz tabipler bunun için son teknoloji aygıtlar ve en uygun materyalleri kullanarak, yıllar içinde oluşmuş bilgi birikimimizi de işin içine katarak hastalarımız için en uygununu yapmayı hedefliyoruz” halinde konuştu.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
