24’de Esra Elönü moderatörlüğünde yayınlanan Arafta Sorular programının bu haftaki konuğu, Sanatçı-Akademisyen Ömer Karaoğlu oldu. İşgalci İsrail’in Filistinlilere yönelik zulmü ile ilgili açıklamalarda bulunan Karaoğlu, ‘İslam halklarının örgütlü gayreti burada çok değerli. Bütün dernek, vakıf ve cemiyetler daha önemli örgütlenmeli ve devletlerini yönlendirmeli. Onların elini güçlendirmelidir. Biz örgütlü bir çabaya yönelmeliyiz.’ sözlerini kullandı.
24 TV’nin her kısmı ses getiren Arafta Sorular programına konuk olan Sanatçı-Akademisyen Ömer Karaoğlu, Star müellifi Esra Elönü’nün sorularını yanıtladı.
Birleşmiş Milletler’in geçmişte İsrail’e yönelik kararları ve bunların uygulanamayışına değinen Karaoğlu, İsrail’in zulmüne karşı durmak için, İslam halklarının örgütlü çabası çok değerli olduğunu belirtti.
İşte Karaoğlu’nun o açıklamaları:
Madem bizim direnişimize siyasi diyorlar, o vakit biraz siyasi konuşalım. Bir çözümsüzlük ile yüz yüzeyiz. Geçtiğimiz günlerde Sezai Karakoç bir davet yaptı, “İslam Birliği” daveti yaptı. İslam halklarının örgütlü çabası burada çok değerli. Bu devletler birliği nasıl oluşturulacak pekala? İki çeşit devlet var, birincisi bu süreci görüp mahzun olan, bir başkası ise bu sürece takviye olan en azından seyirci kalan devletler. Devletler üzerinden insanlık tarihi okunmamalı. Sonuç olarak devletler bu ülkelerin, bu halkın yönetimi için kurulmuş kuruluşlardır. O halde bütün dernek, vakıf ve cemiyetler daha önemli örgütlenmeli ve devletlerini yönlendirmeli. Onların elini güçlendirmelidir. Biz örgütlü bir gayrete yönelmeliyiz.
“Müslüman toplumun siyasal şuurunu yitirmesine yönelik çok önemli uğraşlar ve çalışmalar var.”
Esra Elönü: Kudüs için dua ettiğinizde biz nasıl “Siyasal İslamcı” oluyoruz?
Ömer Karaoğlu: Siyasal İslamcı kavramı bu toprağa can suyu veren bu dinin hayata dair söylediklerini nasıl hadım edebilirizin çarelerinden biri. Bu kavramdan ne kastettiklerini daima biliyorduk.
Bu ülkede seçme el değme yorumlar yapan yayınlar izliyoruz bilhassa son bir hafta içerisinde. Örneğin “küresel sorunlarımızın kaynağı Siyasal İslam’dır! ” diye tweet atıyor bir Profesör. Bebekler ölüyor, bir soykırım yapılıyor bir yurt çalınıyor senin verebileceğin en akıllı bildiri bu mu? Ne kastettiğini çok yeterli biliyoruz. Müslüman insanların hakları gasp edildiğinde ses çıkarmamaya davettir bu. Müslüman toplumun siyasal şuurunu yitirmesine yönelik çok önemli uğraşlar ve çalışmalar var. Sonuna kadar Siyasal İslamcıyım. Sorunun manası ve gayesi belirler karşılığı.
“İsrail, 1948 yılında Filistinlilere ilişkin olan Filistin topraklarını bölme fikriyle kuruluyor. İsrail devlet olarak ilan edildiğinden bu yana aslında amaçlanan noktaya gerçek yürüyor.”
Bu toprakları nasıl çaldıklarını, elde ettiklerini biliyoruz. 1947’de Filistin’i bölme fikri ortaya çıktı. Filistinlilere ilişkin olan toprakları bölme fikri ortaya çıkıyor. İsrail, 1948 yılında Filistinlilere ilişkin olan Filistin topraklarını bölme fikriyle kuruluyor. İsrail devlet olarak ilan edildiğinden bu yana aslında amaçlanan noktaya gerçek yürüyor. Proje adım adım ilerliyor. Projenin şemsiye kuruluşu ise Amerika ve Birleşmiş Milletler natürel ki. Ben bu işgalin organize bir işgal olduğunu söylüyorum. İsrail’in gayeli bir formda mübalağa edildiğini bunun bir propaganda biçimi olduğunu düşünüyorum.
“Netanyahu’nun kendi salt politik çıkarları için bu katliamları yaptığı kanaatindeyim.”
Esra Elönü: Bugün 58 çocuk, 34 bayan, 192 şehit var. Baktığımızda çoğunlukla bayanlar ve çocuklar şehit ediliyor. Bu nedir? İnsanlık dışı bir olay değil de nedir?
Ömer Karaoğlu: Bir soyu kurutmak istiyorlar. “Onlar ekili ve jenerasyonu ifsat ederler.” Âlemlerin Rabbinin kelamı eskimez. Yeryüzünde fesat çıkarmak isteyen insanların ortak özelliğidir bu. Kelamım ona uygar dünyanız. Uygarlık davetleri getirdi bize bu sonucu. Onlar jenerasyonu de yok etmek isterler.
Netanyahu’nun kendi salt politik çıkarları için bu katliamları yaptığı kanaatindeyim.
“Netanyahu üzere beşerler, tuhaf bir akıl tutulmasına uğruyorlar. Onların sıfatı kör, sağır ve dilsiz olmalarıdır. Onlar bu karanlıkta boğulmaya mahkûmlar.”
Ömer Karaoğlu: Netanyahu üzere beşerler tuhaf bir akıl tutulmasına uğruyorlar. O gitse bir öteki zalim gelir. Onların sıfatı kör, sağır ve dilsiz olmalarıdır. Seçimleriyle, kendi elleriyle lisanını kesmiştir o insan. Münasebetiyle neden şaşıralım ki? Onlar bu karanlıkta boğulmaya mahkûmlar. Elhamdülillah ki bir büyük hesap var, bir büyük sorgu var. Lakin gönül dilek ediyor alışılmış ki biz buradayken o pakların canlarının daha fazla yanmamasını.
“Biz, o suçsuz bebelerin gözyaşlarının silineceğini biliyoruz. Onları bekleyen hoş bir yurt olduğunu biliyoruz. O uçan canların bugün cennette olduğunu biliyoruz.”
Yeryüzünde yalnız Allah’a kulluğa, düzgünlüğe, adalete davet ettiler insanları. Fakat birileri ‘ben zulüm edeceğim’ dedi. Onlar o denli zannetmeye devam etsin. Biz, o günahsız bebelerin gözyaşlarının silineceğini biliyoruz. Onları bekleyen hoş bir yurt olduğunu biliyoruz. O uçan canların bugün cennette olduğunu biliyoruz.
Ömer Karaoğlu, Filistin’de, Gazze’de zulme uğrayan kardeşlerimiz için ‘kuşlar’ ezgisini ve program devamında, şehit kardeşlerimiz için ‘Şehit Türküsü’ nü seslendirdi. Görüntüler ektedir.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
