Şirket kurucuları ve yöneticileri, iş dünyasındaki profesyonelleri bir ortaya getiren ve bilgi alışverişini amaçlayan LinkedIn’de, çalışanlarının faal olmasından genelde rahatsız oluyor. Hatta birden fazla vakit, LinkedIn’de faal vakit geçirenlerin iş arayışında olduğuna dair genel bir kanı var. Bu hakikaten rahatsız olunacak bir mevzu mu? Yoksa şirket temsiliyeti için olumlu bir durum mu? Eğitmen ve dijital bağlantı profesyoneli Gamze Nurluoğlu, yöneticilere bu hususta nasıl düşünmeleri gerektiği ile ilgili bilgilendirmeler yapıyor.
LinkedIn Eğitmeni Colleen McKenna’nın Linkedin üzerine CEO’lar ile yaptığı görüşmeye nazaran, yöneticiler çalışanlarının LinkedIn’de etkin olmasından endişeleniyor. LinkedIn, kendini çalışma hayatındaki bireylerin başkaları ile yeniden iş emeli ile bağlantı kurmaları ve bilgi alışverişi yapmaları için kendini her geçen gün geliştiren bir toplumsal medya platformu. “Kişiler LinkedIn kullanırken ve mesleklerinde kendilerini konumlandırırken, şayet çalıştıkları şirketle ortalarındaki bağ güçlü kurulmuş ise, faaliyetlerini birebir şirketi de destekleyecek halde yürütürler” diyen eğitmen ve dijital irtibat profesyoneli Gamze Nurluoğlu, “Çalışanların LinkedIn’de faal oluşu temelde iki ağı besler: Biri ferdî markalaması, ötekisi şirket pazarlaması” diyerek şirket sahip ve yöneticilerine bu mevzuyu nasıl ele alabileceklerine dair bilgiler veriyor.
“Şirketlerin çalışanları ile kurdukları bağın gücü LinkedIn dahil her türlü toplumsal mecra ve platformda temsiliyetin tarafını ve tonunu belirliyor. Çalışanlar ile şirket ortasında şayet güçlü bir bağ kurulamamışsa, çalışanlar doğal olarak şahsî bir markalama üzerinden faaliyetlerini yürütüyor. Yöneticilerde de endişe bu noktada başlıyor. Yıldız ve yetenekli çalışanlarını kaybetme riski doğuyor ve yöneticiler, şirketlerin gözlerinin önünde LinkedIn’de ellerinin ortasından kayıp gidiyor”
Bir Çalışan LinkedIn’i Faal Kullandığı için İşten Ayrılır mı?
“Çalışanların LinkedIn üzere bir iş platformunu etkin kullanmaları tek başına işten ayrılmaları için geçerli bir sebep ve değil. Bu noktada LinkedIn’i bir sebep olarak değil, araç olarak değerlendirmeliyiz” diyen Nurluoğlu kelamlarına şöyle devam ediyor:
“Şirketler; çalışan sadakati oluşturmuyorsa, çalışanlarının yeteneklerini destekleyip eğitim manasında onları geliştirmiyorsa, yeni fırsatlar sunmuyorlarsa yetenekli ve parlak çalışanlarınıellerinde tutmaları güç. LinkedIn, bu faaliyetlerin yalnızca görünür yüzü. Çalışanınız Linkedin’de etkin olmasa dahi bu onun sizi terk etmeyeceğini göstermiyor. Linkedin’de yalnızca siz de sürece şahit oluyorsunuz.”
Şirket Sahip ve Yöneticileri Ne Yapmalı?
Gamze Nurluoğlu, şirket sahip ve yöneticilerine çalışanlarını şayet LinkedIn’de çok faal ve aktif görüyorlarsa, LinkedIn kullanımından telaş duymak yerine, ortalarındaki çalışan – şirket ağını geliştirmeye çalışmalarını tavsiye ediyor.
“Şirket olarak Linkedin’de çalışanlarınız ile yapabileceğiniz ve gün sonunda size hem marka bilinirliği hem de farklı pazarlarda satış getiren çalışmalar varken uzak durmak, temkinli yaklaşmak yalnızca vakit kaybı yaratacaktır. Hem unutmayın; şayet şirketinize yeni yetenekli çalışanlar çekmek istiyorsanız, birer temsilciniz olan mevcut çalışanlarınız ve faaliyetleri en büyük destekçiniz olacaktır.”
Nurluoğlu son olarak yöneticilere şu tekliflerde bulunuyor:
- Çalışanlarınıza inancın, aranızdaki sadakati oluşturun.
- Yeteneklerini geliştirmelerine fırsat verin.
- Çalışanlarınızın aslında birer şirket “influencer”ınız olduğunu unutmayın.
Bugün, hepimiz birer mesleğin temsilcileriyiz ve LinkedIn kullanırken herkes kendi yeteneklerini, kendi tecrübelerini ön plana çıkarıyor. Çalışanlar da kendini yanlışsız konumlandırdığında, özel bir şey yapmasalar bile temelde şirketlerini destekleyici bir irtibat yapmış oluyorlar. Gün sonunda her aktivitenin akabinde her kullanıcı şirket ismini görüyor. Makus temsil beraberinde sorun ve kriz getirirken, yeterli temsil de gün sonunda muvaffakiyet getiriyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
