DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Trabzon’da partisinin 1. Olağan Ortahisar İlçe Kongresi’nde konuştu. Kelamlarına Çanakkale Zaferi’nin 106. yıl dönümünü kutlayarak başlayan Babacan, Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan iktisat paketini kıymetlendirdi. Babacan şu sözleri kullandı:
“Başarısızlığın en değerli nedeni taraflı cumhurbaşkanlığıdır”
“Ekonomi imtihanında başarılı mı, başarısız mı olduklarını ele alalım. Şu verdikleri karşılık kâğıdına bakalım. Bir kere, sorunu gerçek tespit edemiyorlar. Sayın Erdoğan’a nazaran korona periyodunu muvaffakiyetle atlatmışız, bunu da taraflı cumhurbaşkanlığı sistemine borçluymuşuz. Muvaffakiyet nerede? Neresinden tutsanız dökülüyor. Siz salgın yokken de iktisat idaresinde başarısızdınız. Daha salgın yokken Türkiye iktisadı yüzde 1 bile büyüyemedi. Salgın periyodunda de başarısızsınız. Halkımızı fakirliğe götürüyorsunuz. Bunun nedeni de o çok övündüğünüz taraflı cumhurbaşkanlığınız.”
Babacan’dan 12 iktisat sorusu
“Kâğıdı da tam doldurmamışlar. En kıymetli soruları boş bırakmışlar.” diyen Babacan, hükûmete şu 12 soruyu yöneltti:
“1) Yaklaşık 190 sefer değişiklik yapılan kamu ihale kanununu çıkış hedefine uygun hale getirecek misiniz? Tüm ihaleleri açık, şeffaf ve fırsat eşitliğine dayalı yapacak mısınız? Yoksa tekrar yalnızca 3-5 kişiyi zenginleştirmeyi ülkeyi kalkındırmak sanmaya devam mı edeceksiniz?
2) Tüm kurumları Sayıştay kontrolüne açacak mısınız? Hakikat, hesaptan kaçar mı?
3) Harcamalarda önceliklendirme yapacak mısınız? İsraftan vazgeçecek misiniz? Maliye siyasetinizde kurallarınız olacak mı? Vaktiyle bizim hazırladığımız, sizi reddettiğiniz mali kuralı getirecek misiniz? Keyfiliği terk edecek misiniz?
4) Varlık Fonu’nu kapatacak mısınız?
5) Kamu Özel İşbirliği projeleriyle ilgili ne yapacaksınız? Bu ülkenin kaynakları oluk oluk bu projelere akmaya devam edecek mi?
6) Kanal İstanbul üzere rant projelerinden vazgeçecek misiniz?
7) Merkez Bankası’nı bağımsız çalıştıracak mısınız? Yoksa canınız sıkıldıkça lideri vazifeden almaya devam mı edeceksiniz?
8) Merkez Bankası bilançosundaki ihtiyat akçesini pervasızca harcamaktan vazgeçecek misiniz?
9) Döviz ve altın cinsinden iç borçlanmayı durduracak mısınız? Bir ülkenin devleti, kendi vatandaşından diğer bir ülkenin parası cinsinden borçlanır mı?
10) Kamu bankalarını siyasi mülahazalarla kredi vermeye zorlamaktan vazgeçecek misiniz?
11) TÜİK kanununu değiştirecek misiniz? TÜİK’i tam bağımsız bir kurum haline getirecek misiniz?
12) Eş-dost ve partili kayırmacılığına son verecek misiniz? Kamuda işe alımlarda mülakatı kaldıracak mısınız?”
“Hem ‘enflasyonu düşüreceğiz’ hem de ‘fiyat istikrarını bir kenara koyduk’ diyorlar”
“Bu soruların yanıtlarını boş bırakmışlar, cevap yok. Bu kâğıda hangi not verilir? Sıfır. Merkez Bankası’nın rezervleri konusunda açıklama yazmışlar mı? ‘130 milyar dolar ne oldu?’ diyoruz, bu çok kolay bir şey ya. Bunun da karşılığı yok. Sıfır. Hem ‘enflasyonu düşüreceğiz’ hem de ‘fiyat istikrarını bir kenara koyduk’ diyorlar. Söze bakın, anlayan varsa anlatsın. İktisat literatüründe fiyat istikrarı, düşük enflasyon demektir. Verdikleri cevapta, kuracakları ‘Fiyat İstikrarı Komitesi’nin Merkez Bankası’na müdahale emelli kullanılmaması için bir garanti de yok. Buna da sıfır.”
“Puan aldıkları sorular da var ancak sınıfta kaldılar”
“Gelelim puan aldıkları sorulara. Kâğıda, birtakım tasarruf önlemleri yazmışlar. Lakin verimsiz yatırımlar, transfer harcama kalemleri, bütçenin gelir tarafıyla ilgili bir şey var yok. Eksik bırakmışlar. Buna sıfır vermeyelim; gidiş yolundan bir, iki puan verelim. Cari açıkla ilgili, teşvike dayalı bir-iki önlem akıllarına gelmiş, onları da yazmışlar. Fakat cari açık konusunda bir siyaset çerçevesi çizmişler mi? Yok. Buna da bir-iki puan verelim. Hepsi bu. Verdiğimiz çok kopyaya karşın yeniden sınıfta kaldılar.”
“Düşüreceğim dediğiniz faiz ve enflasyon çift hanelere demir attı”
“Sayın Erdoğan’a sesleniyorum; ‘Faizi ve enflasyonu düşüreceğim’ dediniz, ikisini de yükselttiniz. İkisi de çift hanelere demir attı. ‘Bari rezervleri satayım da kuru düşüreyim’ dediniz, onu da beceremediniz. ‘Faizi artırayım da bari kur düşsün’ dediniz, onu da yapamadınız. Bir orta da ‘Biz zati yüksek kur istiyoruz’ diye yalpaladınız. Olan bu millete oldu, bu millet yoksulluğa mahkum edildi. Hazinenin borç yükünü patlattınız. Faiz oranında Avrupa birincisiyiz.”
“Başımıza düşen taş iktisadın başını kırdı”
“Bu ülkenin iktisadını 11 yıl yönetmiş, ulusal geliri 3 bin 500 dolardan 12 bin 500 dolara çıkışına şahitlik etmiş, Merkez Bankası’nın kasasını dolu teslim etmiş bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Sayın Erdoğan çıkıp Merkez Bankası’nın düştüğü durumu izah edemez. Bu nasıl bir bilgisizliktir, bu nasıl bir bilgisizliktir, akıl alır üzere değil. Geçenlerde ‘Damat kadar taş düşsün başınıza’ dedi. Zati bu memleketin başına gelmedik taş kalmadı. Sizin yüzünüzden esnafın, çiftçinin, gençlerin, işsizlerin başına koca koca taşlar düştü. Bu taşlar iktisadın başını kırdı.”
“Ekonomideki zararın sorumlusu Erdoğan’dır”
“Ben ‘damat’ sözünü kullanmıyorum, ‘akraba’ diyorum. Zira yanlışlık, iki yakın akrabanın birebir sistemde birlikte çalışmasıdır. Sayın Erdoğan Sayın Erdoğan ‘Bu kardeşinize yetkiyi verin, faiz de enflasyon da nasıl düşer görün’ dedi. Halkımız da ‘madem çok istiyorsun, al bakalım görelim’ dedi. Hem enflasyon hem faiz hem de kur arttı. Sorumluluk, günahıyla sevabıyla Sayın Erdoğan‘ın üzerindedir. İlgiyi paratoner üzere ‘damadın’ üzerine çekerek bu sorumluluktan kaçamaz.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
